Altunay Beşiroğlu Şiirleri | Ali Kemal Temuçin


Şiir; ruh ve gönül yansımasıdır. İzlediklerimiz, gözlemlediklerimiz; yaşadıklarımızın ve ortamımızın etkileri; en önemlisi de okuduklarımızın oluşturduğu düş dünyası bir araya gelir, mayalanır, yeni bir biçim alır. Eğer maya sağlamsa ve iyi tutmuşsa, o yeni biçim artık bizimdir. Çünkü mayalanırken ruhumuzun incelikleri, tutkusu, zevki, hırsı, uçarılıkları… o yeni biçime katılmıştır ve sergileme zamanı gelmiştir.Oluşturduğumuz bu kendi dünyamızı sergileme yollarından biri de “şiir”dir.

Türk Dili’nin şiir geleneği kadim özellikler taşır. Dilimizin yapısı, insanlarımızın zengin iç dünyası, yaşadıkları değişik doğa ortamları, değişik topluluklarla ve kültürlerle iletişimleri bu kadim özelliği oluşturmuştur. Şiirimiz Dede Korkut’ta iç ses uyumu ve destansı anlatım; halk şairlerinde hece/uyak/ezgi/duygu yoğunluğu; aruz kalıplarında ses uyumu/süslü anlatım/kalıplaşmış sözlerle düşsel anlatım; Tanzimat’la birlikte de yeniden dilde kendi öz kaynaklarını ve “serbest ölçü”yü öne çıkaran, bir özellik kazanmıştır.

Ozanlarımızın kimileri, şiirimizdeki dönemsel öne çıkmalara ayak uydurmuşlar, o dönemin özelliklerini yansıtan yapıtlar oluşturmuşlardır. Ancak “halk şairleri” her dönemde geleneksel özelliklerini sürdürmüştür. Günümüzde de “Divan Şiiri” tutkusu ve hayranlığını -az sayıda olsalar da- sürdüren ozanlar vardır. Bu geleneğe ilgi duyan, Divan Şiiri’ne hayranlık duyan bir okuyucu kitlesi de vardır.

Beşiroğlu, yapıtlarında hem “aruz”u hem de “hece ölçüsünü kullanmaya çaba gösteren ozanlardan. “Hece” genlerinde var. Rahat, hızlı ve verimli bir tarzda sürdürüyor, “Halk Şiiri” tarzında şiir yazmayı. Bayburt’un dil özelliklerini kimi şiirlerinde özellikle vurguluyor.

Söylettin Beşir’i gendehen gene,
Ne gonuştum bülmem açıldi çene,
Bidenem aldırma sahın boş söze,
Yanıma sen gibi kavi dal getür.
(Getür/2015)

Ozanımız kendisini tanımak isteyenlere de yine şiiriyle yol gösteriyor. “Benim özümün izleri ve gizemi şiirlerimdedir.” diyor.

Var mı beni üç harf ile bir bilen,
Benim sır’ım hafi değil cehridir,
Sual basit bilmeyene tavsiyem,
Şi’rimdeki izli gizli Köz benim.
(Benim!/2015)

Beşiroğlu, “aruz”a büyük emek veriyor. Bir dize için günlerce usanmadan, yakınmadan çaba gösteriyor. Kendince, “aruz” ile sanatsal doyuma ulaşmaya çalışıyor. Belirgin bir aşamaya da ulaşmış “aruz” uygulamasında. Öyle ki, ünlü Divan şairlerine “nazire” yapıyor ve başarıyor
da;

“Geh çıkmışım Îsâ kimi çarh üstüne oturmuşum
Geh varmışım Yûsuf kimi Mısrda sultân olmuşum” (Nesimi)

Gahi emrivaki oluptur, sersebil bî gaye, çarnaçar
Gahi dost gülzarında bülbül, aşiyanî paye olmuşum…(Beşiroğlu/2012)

Kılıçalan, önerilere açık, kendisiyle barışık bir ozan. İnandıklarının önerilerini uygulamak için çaba gösteriyor. Divan Şiiri’ni okutmak istiyorsa, dilde Türkçeleşmeye çaba göstermesi gerektiği inancını benimsemiş. Şiirlerinde bu çabası aşama aşama seziliyor.

MÜSTEZAT
Çok şükür varsın ölüm, sen kar misâli beyazsın,
Bahşedilmiş ziyasın.
Rab teâlânın bize müjdesi ab-ı hayatsın.
Şükür sana Allahım. (2015)
(Fâ’ilâtü n / fâ’ilâtün / fâ’ilâtün / fâ’ilün)

Beşiroğlu “serbest ölçü”yü de kendine yabancı saymamış. Bu tarzı –az da olsa- ürünlerinin arasına katmış.

“Bir daha kahrolmuştum,
O kalabalıkta yapayalnız, tir tir
titriyordum,
kaybolmuştum!
- Ben niye bu şehirdeyim? diye
soruyordum habire...”
(Bu Şehir..!/2014)

Bu kitap, ilk yapıtı… Son yapıtı olmayacağını da biliyorum. Şiirlerinden derlenen şu iki alıntı, onu en iyi şekilde ve kendi ağzından tanıtıyor: “Zulm’ düşmeden yere/Cemre suya düşmesin...”
(Cemre Suya Düşmesin/2014)

Ozanımızın yüreği, zulmün egemen olduğu yerde “cemre”yi, doğanın uyanışını bile istemiyor. İşte böyle bir Bayburt ozanı…

Ve en önemlisi:
Selçukluyam, Osmanlı bakiyesi,
Ahirim, evvelim; ümmidim;
Dövleti ebedim Türkiye Cumhuriyeti..!
(Ahir Ebedim/2013)
“Tarihsel köküm çok sağlamdır; Türkiye Cumhuriyeti ise benim sonsuza değin uzanan devletim, ümidimdir. Onunla gurur duyuyorum.” diye sesleniyor.

İşte, Beşiroğlu bu…


Ali Kemal Temuçin
Eğitimci-Emekli Türkçe Öğretmeni

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hafıza-ı Beşer (25) Kurban Yazoğlu, Kurban Yılmaz, Ali Kemal Kumkumoğlu,İsmet Çakal

Hafızai Beşer (11) Naci Memiş, Bünyamin Kutluer, Metin Sezer, Erdoğan Kadakal, Cahit Altay

Hafızai Beşer (8) Oflu Osman, Asım Hancı, Prof. Dr. Semra Kahraman, Salih Cengiz, Nizam Sayın, Muhsin Bayburtlu,