Hafızai Beşer (7) Berhan Şimşek, Hacı Şaban Ef., M. Orhan Akkoyunlu, Yavuz Şahin,Vedat Bilgin


MEHMET ORHAN AKKOYUNLU


Akkoyunlu Hanedanının, gerçekten hanedan ve mümtaz 
abidevi bir üyesi… iyi insan, çelebi; babacan heybetli, merhametli, yufka yürekli, davudi bir sesle hitap eden, insanları Cenabı-ı Hakkın kutsal bir emaneti olarak gören, aristokrat fakat gayet dindar ve sade bir hayat sahibi, vefası ve dostluğu söylenen bir değerli insandır.

 Mütedeyyin 
 ve sofi, Hacı Şaban efendiye müntesip. 1973-1977 yılları arasına Milli Selamet Partisi Milletvekili, parti içinde ağırlığı ve gücü olan erk sahibi birisidir. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan vekilliği yapmış olup, dönemi itibariyle o zaman ilçe olan memleketimize hiçte yadsınamayacak hizmetler getirmiştir. Süt Kurumu, Kesici Aletler Fabrikası vb. projelerden bir kısmı hayata geçirilip kısa olan iktidarlarından sonra bir kısmı ise akamete uğramıştır.



Herkesin ittifakla teslim edeceğini bildiğim Mehmet Orhan Akkoyunlu memlekete hizmet için uğraşan bir siyaset gütmüştür. Ondan sonra Bayburt’umuza üretim ve istihdama yönelik bir devlet hizmeti veya yatırım olmamıştır desek hakkı teslim etmiş oluruz herhalde. Partiler üstü bir kişilik sahibi olup, o dönem Cumhuriyet Halk Partisinden bile hatırı sayılır oy aldığını bilenler bilir. Kimseyi üzdüğü ve yerdiği görülmemiş, çok sevilen bir simadır.


Hayır hasenat işlerinde çok önde olan, bilge, hatip, istikamet sahibi bir değerdi. Şu an İstanbul Pendik te ikamet ettiğini zannediyorum. Ayni zaman da hukukçu olan bu değerimiz, uzun yıllar avukatlık yapmıştır. Siyaseti kıvamında bırakmış zühd ve takva olma yolunda hayatını idame etmektedir.. Mehmet Orhan beyin, anlatılacak ve bu sayfalara sığmayacak hususiyetleri çoktur, bilenler bilir; adam gibi adamdır tarifi bile hafif kalır zannedersem. Buradan bu baba dostumuza ahir ömründe sağlık, sıhhat ve huzur diliyorum.


HACI ŞABAN EFENDİ (TEMUR)



Hacı Şaban Efendi
Son devrin veliler halkasından, memleketimiz manevi sahiplerinden ulu bir çınar. Bilmem ki hata yapmadan anlatabileceğim mi bu ulu çınarı.




Rufai tarikatının halifesi, mürşidi… ilme, âlime, ahlâka, ibadete büyük önem veren, kul hakkı, ana-baba hakkı ve komşuluk hakkı başta olmak üzere dinimizi gerçekten yaşayan, takva ve örnek bir gönül ehliydi. Tam manası ile “istikamet” üzere bir büyüğümüz idi. İşte aşağıda bir müntesibinin yazdığı ve bizimde iştirak ettiğimiz, memleketin maşeri hafızasında derin izler bırakan hususiyetleri;




“Çok heybetli idiler. Yüzüne bakmak, göz göze gelmek yürek isterdi. Birden bir korkuya kapılırdınız. Ancak onunla sohbet ettiğinizde, sizi bir güven duygusu kaplar, içiniz rahatlar, dünyanın üzüntüsünden, eleminden, kederinden, sıkıntısından kurtulur, bir büyük huzur duyardınız. O heybetli görüntünün ardında, gözü yaşlı, merhamet abidesi bir zattı. “Müntesiplerine nasihat ve sohbetlerinde: “At fışkısı iki işe yarar, cehalet bir şeye yaramaz”, der, ilme ziyadesiyle değer verir, ilmihal bilgilerini öğrenmenin farz mesabesinde olduğunu ve edinilmesini tavsiye ederdi. Kendisi ümmi idi. Zikri, cehri (açık, zahiri), hayır ve hasenatları haf’i (gizli, örtülü) idi.


ev ayrıdır sır bilinmez, can ayrıdır dert bilinmez” diye bireysel ve sosyal olaylara parmak basar, yürek ferahlatan nasihatler ederdi; “Müslüman iki ateşle imtihandadır: beyaz baldır, kırmızı lira da”, derdi… meşhur ve dillere pelesenk hikmetli sözleriyle. Moda deyimiyle; Müslüman kişinin, sözde değil özde olması gerektiğini vurgulardı. Her zaman hüsn-ü zan’ı tavsiye eder, sui-zan’ dan şiddetle kaçınılmasını söylerdi. Günümüzde olduğu gibi; zarfa değil, mazrufa önem verirdi. Ameli değil, itikadi olarak değerlendirirdi meseleleri… anladığımız kadarıyla hareket noktası; ameli eksikler izale veya kabul edilebilir, itikadi olarak eksiklikler insanı şirk ve bataklığa sürükleyebilir endişesi taşıyordu.


Memleketimizin bu mümtaz ve ulu bir çınarını burada tüm detayları ile anlatmak mümkün olmadığını takdir edersiniz. Biz elimizden geldiği ve dilimizin döndüğü kadar çok az bir kesitini anlatmaya çalıştık.


Hayır ve hasenatlarını fazlasıyla yaptığını söylemeye gerek olmadığını burada belirtmek isterim. Bilenler bilir, Peygamberimiz nasıl yaptı ise o da öyle yapmaya gayretli idi.


Velhasıl, “halkadan pırıltıların” nazenin bir ziyasıydı, bundan şüphe yok… vefatında binlerce sevenini hüzne ve üzüntüye garketmiş, defin günü kuvvetli bir yağmur yağmış, gök kubbeyi de ağlatmıştı. Allah (cc) rahmet, mağfiret etsin.


Ne bilelim belki de bize de şahitlik edenlerden olur, Allahüalem.




YAVUZ ŞAHİN


Yavuz Şahin Beğ
Yavuz Şahin, bizim ayni ‘teşdide çimdiğimiz’(?!) kadim bir dostumuz idi. Çocukluğumuz ve gençliğimizde yani başımızda kavak yellerinin estiği, “haydi, haydi zamanlarımız” da, fırtınalı ve unutulmayacak bazen hazin, bazen komik, bazen trajikomik bir çok iyi ve güzel veya anlamlı şeyleri paylaştığımız bir arkadaşımızdı. Uzun yıllar var ki, ondan veya benden kaynaklanan sebeplerden dolayı görüşmedik.


Bayburt Belediyesi Başkanlığı tarihinde, en genç başkan seçilen şehremini odur… zeki, akil, atak, oldukça cesur, kavi, temsil kabiliyeti zirvede, nezaket ve zarafet erbabı, kendini sürekli yenileyen, yerel, lokal ve mevzii olarak milli ve manevi hassasiyetleri zirvede; hoşgörülü ve merhametli olduğu kadar suiniyet karşısında ciddi duruşu olan, haksızlıklara karşı hoşgörüsüz; az birazcık “kav”, derinliği olan güzel bir hemşeridir desek yeridir.


Asilzade bir aileye mensuptur. Aidiyeti cihetiyle yetiştiği ocaktaki bilgi, birikimi ve hassasiyetleriyle, kendisinin deyimiyle: “onlarda gardaşlarımız” diye tarif ettiği siyasi organizasyona taşımış ve gerçekten son derece hak ettiği bir yere gelmiştir. Yani, Ülkü Ocağında yetişmiş birikimlerini de gardaşlarımız dediği Refah Partisin de önce İl Başkanı sonra da Belediye Başkanı olarak hayata geçirmiştir.


Müthiş diye tanımlanabilecek Ticari bir dehaya sahip, ticari risk alan ve gözü kara, riski göğüsleyebilecek bir yapıya sahiptir. Siyasetten de ayni özellikleri geçerlidir. Bu bakımdan Şehreminliğinin ziyadesiyle başarılı olduğunu teslim etmek gerek. Döneminde Bayburt’umuza çok güzel işlerin yapıldığı herkesin malumudur.


Fırtınalı, maceralı ve çalkantılı, bohem hayatı dönemleri de vardır, gençlik hezeyanları çerçevesinde. Fakat dediğimiz gibi çok akıllı ve önünü gören biri olduğu için her şey tadında güzel anlayışıyla bu kısa bohem döneminden yüz akı ile sıyrılmış ve iftihar edilecek hemşeriler listesine girebilmiştir. Yani yazı dilimizin çok özel bir deyimi olan Bayburt maşeri hafızasına hakkıyla ismini kazımıştır. Çok daha faideli olabileceği bir döneminde ticari faaliyetlerini yürütebilmek için Bayburt’taki siyasi ve ticari faaliyetlerini ülkenin başka illerine kaydırmıştır. Memleketimiz menfaati açısından Yavuz beyin bu tercihi faideli olmamıştır diyebilirim.


Kültür ve bilgi birikimi ile bilge bir duruşu olan Yavuz Başkanımız iyi bir hatiptir de. Ses tonu ile hitabeti görülmeye değer, vakurdur. Şu an bildiğim kadarıyla İstanbul da ikamet, ahir ömründe huzur, sağlık ve sıhhat dilerim sayın Yavuz Başkan kardeşim…


VEDAT BİLGİN


Prof. Vedat Bilgin
Vedat Bilgin ağabeyimiz memleketimizin yetiştirdiği bilim ve siyaset dünyasına hediye ettiği çok önemli bir kişiliktir. Aslen Aydıntepe’li olan bu ağabeyimiz, öğretmen Ahmet Bilgin’in oğlu olup, çok okuyan, kelimenin gerçek anlamı ile çelebi, alçak gönüllü, vefalı, kadirşinas, hanedan, oldukça kültürlü, kendini yenileyen, müşfik, güler yüzlü, güzel giyinen, temsil kabiliyeti zirvede velhasıl insani olarak bütün güzellikleri kendisinde cem eden değerli bilim ve siyaset adamıdır.


Biz de çok emekleri vardır. Kültür birikiminden oldukça istifade ettik. Ülke çapında şöhreti olan bu değerimiz Bayburt’umuzun son dönem devlet adamı zaviyesinde yüz akıdır desek yerinde bir tespit olur.


Gazi Üniversitesinde profesör olarak ders veren ve Milliyetçi Hareket Partisinde halen GİK üyesi ve Genel Başkan Başdanışmanıdır. 1999-2002 yılları arasında Devlet Demir Yolları Genel Müdürü idi. Bu hizmetleri döneminde çok büyük icraatlara imza atmış, icraatları dillere pelesenk olmuştur. Çok mütevazı bir kişilik yapısı olduğundan kendisi hakkında konuşulan ve söylenenlere pek kulak asmaz, adeta utanır ve sıkılır. Yani Bayburt ahlakı ile müsemma!


Türk tefekkür tarihinde mümtaz ve namütenahi bir yeri olan Rahmetli Erol Güngör beyin talebesi, feyz ve ilhamını ondan almıştır. Televizyonlar da akıcı Türkçe’siyle bilimsel ve siyasi programlar da (kanaltürk’te Toplum ve Siyaset proğramı) yapmış olup, birçok siyasi ve bilimsel tartışmaların nazenin konuğudur.


Akıcı, berrak ve akılcı bir üslubu olan bu ağabeyimizi ilgiyle takip etmekteyiz.


Herkesin bilaistisna sevdiği, beğendiği, gıpta ile tasvip ettiği Vedat ağabeyi yazmakta inanın zorluk çekmekteyim. Hayatı okumakla geçti diyebiliriz, ayırt etmeden ta çocukluğunda itibaren, Klasik Batı edebiyatı, Rus, Türk, Hint ve Arap ve Fars edebiyatında okumadığı eser veya yazar olduğunu zannetmiyorum. Çok engin ve deruni bir bilgi sahibi olduğunu yekinen bilenlerdenim. Bize okumayı sevdiren kişidir.


Vedat Bilgin ağabeyimize buradan sağlık, sıhhat, huzur ve afiyetler temenni ediyorum.


Şimdilik sevgi ve saygılarımla hoşcakalın değerli dostlar.


**
BERHAN ŞİMŞEK

Berhan Şimşek Beğ
Berhan Şimşek bey, bizim kuşaktan. Türk sinemasının vazgeçilmez ve çok iddialı filmlerine imza atan, Bayburt’umuzun güzide simalarındandır. 


Babasının ticari işlerinden dolayı erken denilebilecek bir yaşta Bayburt’tan İstanbul’a göç etmişlerdir. Ortaokulu Bayburt’ta bitirmiş bu değerli hemşeriyi burada anlatmak gerektiği kanaatindeyim. Her ne kadar çok yakından tanıma fırsatı bulamadığımız bu hemşeriyi herkesin malumu olduğu bilgilerle de olsa, bu platformda yer vermek ve anlatmak gerekir. Çünkü iş ve fiilleriyle, içeride olsun dışarıda ( diyarı gurbet) olsun dilinden ve gönlünden Bayburt’u yad edenlere havi bir “hafıza-i beşer” veya Bayburt’ta iz bırakanlar biyografisi yazmaya çalışıyoruz, dolayısı ile görsel ve yazılı medya da dil’inden ve fiillerinden Bayburt’u eksik etmeyen birisine vefa borcu olduğumuzu düşünüyorum.


Şöhretinin zirvesinde iken her jön'ün yapmadığını o yapmıştır, Bayburt’ta “Işıklar Sönmesin” adlı filmin çekimini yaptırarak hem aidiyetine olan sıcak muhabbetini, hem de memleketini az veya çok tanıtımını yapmak düşüncesini takdir etmemek vefasızlık değil midir?

Berhan Şimşek bilindiği gibi sinemamızda bir çok başyapıtta başrol oynamış, beyefendi, çelebi, güzel giyinen, Bayburt terbiyesini takınan, temsil ve ifade kabiliyeti zirvede, kültürlü, vakur, davûdi sesiyle Türkçe’ yi çok güzel terennüm eden, ünü ülkemizi aşmış, nezaket ve zarafet sahibi bir değerli hemşerimizdir. Bileğinin hakkıyla sinemada yer edinmiştir.

Sinemanın başyapıtlarından Minyeli Abdullah ile Deniz Gezmiş’in hayatını canlandırdığı filmler hafızalara kazınmıştır. Berhan beyin canlandırdığı bu iki zıt kutup arasındaki tezadı, kendi derununda git-gel mesabesinde harmanlanmış olarak görebiliyoruz.

Buradan hareketle Berhan beyi kâh iflah olmaz bir milli refleks, kâh enternasyonal söylem ve eylem içinde görebilmekteyiz… kendisine has bir tevekkül içinde. Atatürkçülüğü kaidesine oturtmuş özde Atatürkçü. Bu gibi değerlerimiz çok az değerli okurlar, dolayısıyla böyle değerlere sahip çıkmamız lazım diye düşünüyorum. Kim ne derse desin Berhan Şimşek mayasında buram buram bir Bayburt sevgisi ve sevdası olan, sanat aleminde maalesef geçerli ve aidiyetinden adeta utanan Jakoben İstanbullu(lu)  soytarılığı değil, göğsünü gere gere "Bayburt’un Haho köyündenim" diyebilen bir ciğere sahiptir.

Siyasetten de konjönktör içinde mümtaz bir yeri vardır. İstanbul Milletvekili olmuştur, pek çok sanatçı siyasete girmiş ama Berhan Şimşek kadar başarılı olamamışlardır. O bunu başarmıştır. Siyasette de bilinçli duruşu ve çizgisiyle kendine has bir yer edinmiş olup, Bayburt’umuz ve ülke genel siyaseti açısından bu hemşerimizden beklentiler oldukça fazladır.

Dediğimiz gibi Bayburt’ta çocukluk dönemine ait siluetvari izleri kalan bu hemşeri hakkında yazacak çok şey olabilir ama zaten herkesin az çok tanıdığı bu kişi için ancak kendi öngörülerimiz ve düşüncelerimizi yazabildik. Buradan Berhan beye daha nice başarı dileklerimizi yolluyoruz.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hafıza-ı Beşer (25) Kurban Yazoğlu, Kurban Yılmaz, Ali Kemal Kumkumoğlu,İsmet Çakal

Hafızai Beşer (15) Tuğ. Gn. Bayram Arslan, Alb. Dursun Yaşa

Hafızai Beşer (11) Naci Memiş, Bünyamin Kutluer, Metin Sezer, Erdoğan Kadakal, Cahit Altay