Hafızai Beşer (4) Recep Akkoyun, Orhan Gülsün, Münir Bozkurt, Eyüp İşaşır, Cemil Kamber, Nafiz Mintaş


 RECEP AKKOYUN

Recep Akkoyun Beğ
Geçtiğimiz Pazar (7 Aralık 2009) günü kaybettiğimiz ve asla yeri doldurulamayacak biri… (Bir dostumuzun yerinde tespiti ile) Gerçek bir Bayburt sevdalısı, beyefendi, çelebi, temsil kabiliyeti olan, mesleğinde bir numara, hanedan, yürekli, insanlar arasında ayrım gözetmeyen, biraz asabi görünen fakat asla kırıcılığı tasvip etmeyen, izzet ve ikramı bol olan, değerlerine müdrik, kapasitesini zorlayan, zeki ve aynı zamanda kabiliyetli… Bayburt’umuzun köklü asilzade bir ailesine mensup iyi insan Recep Akkoyun, bizim için çok özel bir yeri olan ağabeyimiz ve dostumuz idi. 
 O, ülkenin son zamanlarda ekonomik, sosyal ve siyasi kaos içinde, çaresizliğinden son derece muzdarip, bireysel olarak ise mağduru olan biriydi. Mamafih bu mağduriyetini duygu sömürüsü veya başka bir şekilde ön plana çıkarmamış, ancak çok yakın “ehbapları” ile hemhal olarak  paylaşmıştır. “Sırlı” idi. Onuruna çok düşkündü. 

 En belirgin özelliği haksızlığa tahammülsüzlüğüdür. Değeri ne yazık ki bilinmeyen bir “Bayburt köşebendidir”. Çevresi çok geniştir… İlişkilerini sağlam zemine oturtmasını bilen, şuurlu bir gardaşımızdı.

Düğün, cenaze ve hasta ziyaretlerine özel bir önem verirdi. Cenazesinde de hemşerilerimizin bu özelliğine binaen gereken önemi verdiği, nitekim kalabalık bir katılımla teyit edilmiştir. Dillere destan bir cenaze töreni ile Bayburtlu ona vefasını göstermiştir.

İyi bir aile reisi olduğu herkes tarafından takdir edilir, evlatları söz konusu olduğunda gözleri çakmak çakmak dolardı… Hülasa Recep ağabeyimin bende yeri asla dolmayacak istisnai bir mevkii olacaktır. Seni unutmayacağız Recep baba… Mekânın cennet olsun.


ORHAN GÜLSÜN

Evet… Bir gönül adamıdır. Kavidir, sağlam karakterli, adam gibi adam şablonunu ziyadesi ile hak eden, mamafih hiçbir zaman bunun karşılığını alamayan, kıymetini bilemediğimiz bir gönül adamıdır (hacı) Orhan.

Hacı Orhan, Bayburt’umuzun en vefakar insanlarından biridir desem mübalağa olmaz sanırım. Bilenler bilir... Doğruluğu, dürüstlüğü tartışılmaz, merhamet duygularının tavan yaptığı, beyefendi, çelebi, duygusal, arkadaşlarına, dostlarına, ailesine düşkünlüğü tartışılmaz ender yapıda imanlı ve ihlâslı bir Müslüman ve Bayburtludur. Benim, (arkadaşı olduğum için) kendimle iftihar ettiğim az sayıda değerlerimden biridir.

Ömrü, hayır-hasenat ve cemiyet işleriyle geçmiştir. Kendine az zaman ayıran ziyadesi ile kul hakkına önem veren, haramdan sakınan ve korkan, gönlü ve eli bol, paylaşmayı seven ve bu karakterinden taviz vermeyen ancak her zaman bu huylarının karşılığını alamayan, birçok insanda bulunmayan ender meziyetlere sahip mağrur ve masum bir insandır. Gönül adamı unvanını gerçekten hak etmiştir. Güzel giyinmeyi bilir ve sever. Türk Sanat müziğine aşinadır. Sesi oldukça güzel olup, özellikle ağır eserleri söyleme kabiliyeti vardır. Seçil Heper ve Muazzez Abacı dinler... Milli ve manevi değerleri ziyadesiyle temsil etme gayreti olup, hayatını da ona göre tanzim eder. Öyle zannedildiği gibi katı biri değildir… Hatta katı yapısı olanlardan ve nezaketsiz insanlardan uzak kaçar. Bayburt’un çok önemli bir insan figürüdür. Gözünü budaktan sakınmayan, değerleri için biran bile tereddüt etmeden her şeyi göze alabilecek bir kumaşı vardır.. Haksızlığa hiç tahammülü yoktur.

Her mesele ve çözümlenmesi çok zor işlerin çözümü için, “Dur bahağ Allah böyüktür!” demesi ve bu tevekkül ile teslimiyeti benim çok önemsediğim meziyetidir.

Ticareti çok doğrudur. Müteahhitlik ve İnşaat işleriyle beraber küçük çapta Bayburt Balı ticareti yapar. Şu anda Bayburt Veysel Efendi Mahallesinde ikinci dönem muhtarlığını yürütmektedir. Efsane Muhtar Asım Hancı amcamızı deviren (!) adamdır.

Ömreen bereket hacı efendi! (Şimdi bana çok kızacak “ola ne çok alakasız şeyler  yazmışsan ele, köftehor” diyerek. )


MÜNİR BOZKURT
Münir Bozkurt, diyebilirim ki, memleketimizin İslami, dini ve tasavvûfi bilgilerine havi akademik bir eğitim almamasına rağmen en bilinçli ve hayatını da bu bilinç içinde gerçekten çok samimi olarak tanzim etme telaşıyla yaşayan değerli insandır. Rahmetli Hacı Şaban efendiye müntesip, feyz ve coşkusunu ondan aldığını biliyoruz.  Çok okur ve hatta her şeyi okur, okuduğunu da hıfz eden bir keskin zekâya sahip olduğunu yekinen bilen birisi olarak; Hacı Münir ağabeyimin kişisel özelliklerini, çok yardımsever, hayır ve hasenat işlerini layıkıyla oldukça gizli yapmaya çalışan, varlıklı olmasına rağmen hiçbir zaman aşırı bir yaşam tarzı olmayan, mal sahibinin mal ve mülkü emaneten kullarına verdiği bilinci ile zekat ve diğer hayır işlerini gereği gibi yapan, zeki, ülke ve yerel meselelerinde gayet bilinçli teşhisleriyle özel bir insandır desem yerinde olur kanatindeyim.

 Türkiye ve dünya siyasi konjonktürünü çok yakından takip eden ve yakın zamana kadar ulusal bir gazete günlük makaleler yazan kültürlü birisidir.

Lokman Hekim diye de bilinir. Kendi özel bir terkibi ile mide, karaciğer ve diğer hastalıklara karşı yaptığı bal ve nebatat ile yaptığı ilaç terkipleri de meşhurdur. 

Temsil kabiliyeti, ikna yeteneği ve özellikle hitabeti ile gönüllere taht kurmuştur. Çelebi, ağırbaşlı, hanedan, nüktedan, güler yüzlü, insana her zaman güven veren bir tarzı vardır. Akrabam olduğu için her zaman kendisiyle iftihar etmişimdir.  Ticari bir geçmişi ve bu geçmişinde hiçbir pürüzü olmayan yüz akı bir Bayburtludur. Ömreen bereket hacım..


NAFİZ MİNTAŞ
Hacı Nafiz Mintaş, ünü Bayburt sınırlarını aşmış döneri ve yemeği ile meşhur “Mintaş Lokantasının” sahibi ve işletmecisi idi. Uzun yıllar Bayburt mutfağını ve lezzetini insanımıza sunmuş ve Bayburt’a misafir olan yabancılara yaptığı enfes ve leziz Bayburt yemeklerini ve damak tadını, nezaketi, kültürü, esnaflığı ve çelebi tutumuyla akıllara ve gönüllere nakşetmiş, nefis bir Bayburtludur. 

Bir çok acı da yaşamış olan Nafiz ağabeyi, Bayburt kültürüne has bir tevekkülle bu acılara gögüs germiş, hala cemiyet ve özel hayatını idame ettirmeye devam eden bizim örnek aldığımız bir değerdir. Varlık ve sıkıntıyı bir arada yaşayan, fakat hiçbir zaman hayat tarzını ve vakarını değiştirmeyen, duygusallığı ve vefası zirvede olan; Bayburt ve değerlerine müdrik, bu değerleri üst seviyede taşıyan kim olursa olsun herkesi bağrına basan bir yapısı vardır. Arkadaşlığı, dostluğu ve güvenirliği zirvede  olan, itikatlı, güzel bir insandır.  Milliyetçi ve Milli değerlere önem veren Halk Partili,  bilinçli bir siyasi duruşu da vardır.

En önemli karakteristik özelliği vefalı olması ile yerel, lokal, mevzii ve ülke meselelerine karşı duygusallığıdır. Son on yıl içinde önemli sayılabilecek bir muhabbetimiz ve dostluğumuz ışığında edindiğim intibaların hülasasını bir çok eksiği ile yazmaya çalıştım, Bayburt ta ikamet; ömreen bereket hacım!

EYÜP İŞAŞIR

Eyüp beğ..
Eyüp Bey, memleketimizin köklü ve asilzade ailelerinden “aşur” ların; yakışıklı, hanedan, vakur, onurlu, yufka yürekli, deli dolu bir hayat tarzı olan, giyim ve kuşamına önem veren, maddi ve manevi olarak paylaşmayı seven biridir. Aidiyeti ciheti ile yakın eş ve dostlarına fazlası ile önem veren ve güvenen, temsil yeteneği olan, dış görünüşüyle “kav” görünen fakat hiçte öyle olmayan yufka bir yüreğe sahip orta kuşağın temsilciliğine soyunan, kendi işinden çok, cemiyet ve sosyal aktivitesi zirvede olan enteresan bir yapıya sahip çok kıymetli bir kardeşimizdir. Haksızlığa tahammülü yoktur… 10 kuruşunun 10’nuda paylaşmayı seven bir yapıya sahiptir. Eli açık ve bu eli açıklığının ekonomik ve sosyal olarak ceremesine de katlanan birisidir. 

Varlığı ve yokluğu zirve de yaşayan;  yıllar evvel bana anlattığı bir anısını burada paylaşmak isterim… 

Bir gün dertleşirken anlattı. “O varlıklı zamanımda yani 20 yada 25 yaşlarımda ne diyorsam hüsn-ü kabul görüyordu… Ne zaman ki o eski maddi gücüm azaldı çok haklı konularda bile bir şey söylesem burun kıvrılıyor… Ben buna bir anlam veremedim, anlamakta zorluk çekiyorum” …dediğinde insanların vefasızlığını ve menfaatperestliğini vurgulamıştı.

Eyüp gardaşımın bu haklı serzenişi beni ziyadesi ile etkilemiştir. Kadirşinastır, hep veren el olmak için çabalamış, fakat değeri ne yazık ki ziyadesi ile bilinmemiş değerli bir hemşerimizdir. Şu an Bosna da ticari faaliyeti olan  bir ayağı da Bayburt’ta, Bayburt sporumuza Başkan olarak hizmetlerine devam etmektedir. Kendisine buradan, ahir ömründe huzur, sıhhat ve afiyet dilerim…


CEMİL KANBER

Cemil Kanber  (ortada), Sağında Kondolot,
 Pele Sabahattin Dağlar, Solda Yanık Durmuş
ve Bağlamacı Üstad M. Ahıskalı 
Cemil Kanber ağabeyimiz, Bayburt’umuzun simge isimlerinin belki de en önemli halkasıdır. Kara kuru, ince yapılı, kendi halinde görünen fakat içinde volkanlar patlayan, Bayburt’un mizah, nükte ve şakacılığının zirvesidir… Yerli-yersiz yaptığı şakalar ve espriler ile yıllarca hafızalardan silinmeyen ve iz bırakan, hayatın içinde pişmiş özel ve yetenekli; nevi şahsına münhasır bir Bayburtlu idi. Yani Bayburt’umuzun güldüren yüzünü temsil eden birisiydi. Soyadı ile hemhal ve müsemma bir kişiliktir. 


Bayburt’ta ve gurbette yaptığı şakalar bir olaydır… Unutulmaz ve anlatmakla bitmez… Bayburt Belediyesi Su İşlerinde memurdu. Kamyonun üzerinde bulunan tabuta girip, birden tabuttan fırlayarak çıkması ve hareket halindeki kamyonun üzerinden insanların korku ile atlaması ne denli gözü kara muzip ve bir mizah ustası olduğunun ispatıdır… Yapacağı şakaların dozu yoktur… Önemli olan onun namının yürümesidir. Topal Sabri namlı amcamızla olan hikâyeleri dillere pelesenk olmuştur. Aşina olduğu tipler vardır… Şaka ve esprilerini genellikle onlarla paylaşır.

Cemil Kanber aynı zamanda, tiyatro oyunculuğu ile Bayburt’un kültür hayatında da yer almıştır. Bu konuda Orhan Ardahan ağabeyimizde çok bilgi vardır. Bayburt postası köşesinde özellikle paylaşırsa bizde istifade ederiz. Kiziroğlu Mustafa türküsünü Topal Sabri amcaya uyarlaması meşhurdur. Bir kurtuluş bayramında Çoruh sinemasında sunulan gecede; 
“Meğer gavat ayağını satmış… Ağam kim? Paşam kim? Kim, kim, kim," diye sorması ve cevabını da “Topal Sabrii, bir begin oğli, ahmet’ten olma, ayşe’den doğma” diyerek kendisi veriyordu. Nükteleri ve şakaları çok ağır bir o kadarda düşündürücü olan Cemil Kanber, kimseye karşı saygınlığını kaybetmeyen biri idi. 

Hayatının son dönemlerinde İstanbul’a yerleşmiş olup orada vefat etmiştir. Allah rahmet etsin.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hafıza-ı Beşer (25) Kurban Yazoğlu, Kurban Yılmaz, Ali Kemal Kumkumoğlu,İsmet Çakal

Hafızai Beşer (11) Naci Memiş, Bünyamin Kutluer, Metin Sezer, Erdoğan Kadakal, Cahit Altay

Hafızai Beşer (8) Oflu Osman, Asım Hancı, Prof. Dr. Semra Kahraman, Salih Cengiz, Nizam Sayın, Muhsin Bayburtlu,