Hafızai Beşer (22) Alper Yazoğlu, Murat Karapınar, Naci Piri, Dursun Ali Camadan

Hafızai Beşer (22) Alper Yazoğlu, Murat Karapınar, Naci Piri, Dursun Ali Camadan


ALPER YAZOĞLU

Değerli dostlar, Alper beyi öyle yakından tanımışlığımız yok.. Yıllar evvel Pendik Kaynarca da Bayburt Derneğinde bir çay içmişliğin dışında, bir de Çorlu Bayburt Yardımlaşma derneğinin açılışında hal hatır sormak kabilinden  tanırız. Mamafih, kendisinin ülke çapında tanınan ve bilinen,  gerek sosyal aktiviteleriyle gerekse de iş adamlığı açısından anılmaya, bu sütunlarda yazılmaya değer bir yüz akı hemşeri olduğunu belirtmeliyiz.


İnternet ortamında edindiğimiz bilgiler ve üniversiteden yakın arkadaşı, yareni Murat Ergül ağabeyimizin anlatımları ile tanıtmaya çalışacağız bu değerli hemşerimizi.

Malumunuz, yine bir değerli hemşeri ve iş adamı olan Bayburt Sporumuzun ve Bayburt Eğitim Vakfı onursal Başkanı  Kurban Yazoğlu’nun köyü olan İncili köyünden olup, Kurban beyle de amcazadedir.

Babasının memur olması dolayısıyla İlk, orta ve Lise Eğitimini Gümüşhane de, Yüksek Eğitimini Erzurum Atatürk Üniversitesi İngiliz Filolojisinde tamamlamıştır.  Üniversite arkadaşları ve yarenleri arasında Canan (Murat) Ergül, Muammer Daştan, Rahmetli Halit Yıldız vardır.

Bayburt ta büyük sükse yapan, Şinası çakır yönetiminde sahnelenen ve kadrosunda Canan Ergül, Kenan Abdullahoğlu, Turgut Başağa (Alaman), Orhan Ardahanlı gibi gerçekten Bayburt kültürüne katkıları olan ağabeylerimizin, meşhur  “Cümcükler Orkestrası’nı” Erzurum Halk Eğitim Merkezi Salonun da Başkanlığını Eski DPT Müsteşarlarından hemşerimiz Orhan Güvenen’in  babası Merhum (Kor) Fevzi  amcamızın Başkanlığını yürüttüğü Erzurum Bayburt derneği adına 1969 da  sahnelemişler  ve Neşet Ertaş’ın “Mühür Gözlüm” türküsünü “Gümüşhane seni gülden sakınıram, kıskanıram”  güftesi ile seslendiren  işte bu değerli hemşerimiz Alper beydir..

Alper bey, kadimden bu güne kadar, bilenler bilir, oldukça şık, ağızlığından, tabakasına,  tesbihine ve  saat kösteğine kadar gümüş olan,  delikanlı aksesuarlarıyla, giyim ve kuşamına itinalı, yakışıklı, çelebi, güler ve güleç yüzlü, kendinden menkul hal ve davranış sahibi; babacan bir edası olan, gönlü bol, hanedan, nüktedan, espritüel, arkadaş ve yaren ortamlarında oldukça duygusal ve şakacı bir yapıya sahip bir hemşeridir.

Değerli dostlar, bizim dışarıdan edindiğimiz ilk intibalarımız ve yakın arkadaşı Canan Ergül ağabeyimizin verdiği bilgiler ışığında yukarıda yazılanlara ilave olarak, hemen hemen herkesin  bildiği, ülke kamuoyu tarafından tanınan bir değerimizdir.. Gerek iş adamı kişiliği, gerekse geleneksel sporlara  ve eğitime verdiği, yaptığı katkılarla memleketimizin maşerine yazılacak değerdedir.   

Geleneksel sporlar camiasının çok iyi tanıdığı spor adamı, 90'lı yılların başında üç dönem Kırkpınar Ağalığı'nı onurla, özverisiyle yürüttü. Bu köklü olayın kurumlaşması için ağalık ambleminden, kitap yazmaya kadar pek çok şey yaptı.

Er meydanlarında pehlivanların akıttığı terin karşılığını, günümüz rakamlarıyla cebinden  bir trilyon dolayında para harcayarak verdiği söylenmekte; 9 ncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’e yakınlığı, Demirel’inde bu hemşerimize karşı oldukça alakadar  durduğunu gözlemlemişizdir.

Karakucak, aba, şalvar güreşleri ile rahvan ve cirit gibi kaybolmaya yüz tutan ata sporlarımızı kural, yönetmelik ve yarışmalarla modernize etti. Spora onlarca katkısının yanı sıra, Edirne'de yaptırdığı 18 derslikli bir ilkokulu da Milli Eğitime bağışladı. Altın kemerli ilk Kırkpınar ağasıdır.

Yakın zamanda bir evladını bir rahatsızlıktan dolayı kaybetmiş olup, fakat inancı gereği bu acısını metanetle karşılayabilmiştir.

Dünya görüşü olarak Sosyal Demokrat olduğu bilinmekte, milli ve ulusal konularda oldukça duyarlı olduğu yakın arkadaşları tarafından dile getirilmektedir.

Daha çok meziyetleri ile yazıla bilinecek bu güzel hemşeri hakkında bu kadar bilgi kâfi diyerek kendisine buradan ahir ömründe sağlık, sıhhat, afiyet ve huzur dileklerimizi gönderiyoruz.

DURSUN ALİ CAMADAN

Hani cep telefonunuza “bip” diye aniden bir mesaj geldiğinde açıp baktığınızda, içeriği “falanca hemşerimizin şu yakını vefat etmiştir; filanca hemşerimiz falan yerde hasta olup acilen kana ihtiyaç vardır” vs. gibi  çok naif ve zarafet dolu ve memleketimizin güzel bir hasleti olan haberleşmeyi günümüz tekniğiyle usanmadan, üşenmeden yapan ve elinden geldiği kadar da keder ve neşe günlerinde hemşerilerinin yanında olan;  kendinden menkul vakarıyla,  güleç ve güler yüzü ile babacan birisidir Dursun Ali Camadan ağabeyimiz.

Memleketin tanınan, bilinen bir asilzade ailesine mensup, merhum Maksut Camadan beyin büyük mahdumudur.

Uzun yıllar rahmetli babası ile memleketin sembollerinden “Cumhuriyet oteli ve garajını” işletmiş olup, memleketin muzdarip olduğu malum göç hadisesi ve makus kaderinden  menkul sebeplerden dolayı, işlerini İstanbul’a nakletmiş, halihazırda servisçilik, taşımacılık işkolunda hatırı sayılır bir istihdam ile iş hayatına devam etmektedir.

Ayni zamanda Avcılar Bayburt Kültür ve Yardımlaşma derneği başkanlığını da deruhte ile, hemşerilerine ve aidiyetine karşı olan sonsuz muhabbetini daha kavi bir hale getirmektedir.

Dursun Ali ağabeyimizi 35 yıldan ziyade tanırız.. Yıllarca memlekette ayni akideye hizmet ile derunumuzda saklı hatıralarımız var olup, kendisi vakur ve ciddi bir üslup sahibi, çelebi, hanedan, nüktedan, güler ve güleç yüzlü, arkadaş ve yarenleri ile oldukça şakacıdır, haksızlığa karşı sabrı yoktur.

Eli açık olup, yerinde ve zamanında yaptığı girişimleriyle göz doldurur. İnandığı gibi yaşayan bir düşünce sahibidir.

Milli ve manevi mes’elelerde kırmızı çizgileri net ve bilinçli, kuvvetli bir kültür alt yapısına sahiptir. Oldukça soğukkanlı olduğunu söyleyebiliriz.

Dünya görüşü olarak Milliyetçi – Ülkücü bir çizgisi vardır. Camia içerisinde 40 yıldan ziyade, hiçbir “dünyevi fırıldaklığa” meyil vermeden, her kademe hizmet vermiştir ve hala da vermektedir. Asilzade bir aileden olmasına rağmen, ayrıca bu asaleti ziyadesi ile temsil etmekte ve gönüllere nakş bir kişilik olduğunu haykırmaktadır.. biz kendisini gıpta ile takip etmekteyiz.

Buradan kendisine ahir ömründe sağlık, sıhhat, afiyet ve huzur dileklerimizi gönderiyor ve son söz olarak; eğer telefonunuza tanımadığınız bir numara “ bip” işareti veriyorsa büyük ihtimalle bilin ki, Dursun Ali Camadan bir hemşerinin ya sevincini yada kederini bildiriyordur. İşte böyle bütünüyle memleketin güzel hasletlerini bünyesinde taşıyan değerdir.. Hareket saiki herhalde Cenabı Allah’ın takdirine nail ve iyi bir insan olmaktır sanırım. Başka ne olabilir dostlar…


NACİ PİRİ

Mütevazı Bayburt bürokrasisinin, orta okul mezunu, fakat  Bayburt gibi o dönemin Anadolu da en büyük ilçeleri arasındaki bir ilçenin 10 yıla yakın Kaymakam vekilliğini başarıyla ve onurla yapmış; temsil kabiliyeti zirvede, hanedan, nüktedan, saygılı, donanımlı, çelebi, alçak gönüllü, büyükle büyük küçükle küçük olabilen Kaymakamlık İlçe Yazı İşleri Müdürü ve  kadim “Tahrirat Kâtibi” Naci Piri ağabeyimiz.

Soyadı ile müsemma. Pir bir memleket figürü. Pir dedikse değerli dostlar öyle bilindik (uhrevi)  manada değil, yani becerikli, maharetli,  iş beceren ve kotaran bir kişilik.

Naci ağabeyimizi ta çocukluğumuzdan vefatına kadar tanırız, baba dostu bir büyüğümüz olup, meslek hayatımızın ilk unvanı ile de (unvan)daş sayılırız  ”Tahrirat Katibi” unvanı benim de devlet hizmetindeki ilk görev ünvanımdı. 

Yukarı ilk paragrafta belirttiğimiz gibi tüm memleket insanımıza havi melekeleri derununda cem ile öne çıkan huyu, çalışkanlığı ve hamaratlığıdır. Kendisini sevdiren ve insanlara karşı daima güleç yüzle hitap eden bir üslubu vardı, bu üslup onun başarısının sırrı idi galiba. Naci ağabeyimiz özellikle devlet kapısında işi olan garip gurebaya karşı olan güzel yaklaşımları –hamiyeti ile daha üst makamlardaki amirleri tarafından takdir karşılanıyor olup, akademik ve yüksek eğitimi olmamasına karşı büyük bir ilçede yıllarca kaymakamlık yapmak fırsatı verilmiştir.

Cemiyet ve toplum adamı idi. Siyaseti yoktu.. Emekli olduktan sonra bağımsız olarak bir dönem aday olmuşsa da siyasetin doğasına uyumlu olmayan yapısı ile bu işte başarılı olamamıştır.  Milli ve manevi konularda kavi bir duruş sahibi idi. Daha ziyade sosyal demokrat bir yaklaşımı vardı. Yarenleri arasında memlektin tanınmış esnaf ve eşrafı Yaşar Kırçoğlu, rahmetli tüccar Tanışmanlı Nizam ağabeyimizi sayabiliriz.  12 Eylülden sonra mecburi emekliliğe sevk olması memleket için bir kayıp olduğu düşüncesindeyim.

Vefatına kadar memleket için çalışmalarını sürdüren bu hemşerimiz uzun yıllar uhdesinde olan Türk Hava Kurumu Bayburt Şubesi Başkanlığını başarı ile yürütmüştür. Kaymakamlık uhdesinde Tahrirat Katibi olarak görev yaptığımız yıllarda, onunla beraber uzun yıllar çalışmış memur, bürokrat ve özellikle köy muhtarlarının onu aradığını ve yerinin doldurulamayacağını çok kez duymuşuzdur.

Habis akciğer kanseri hastalığı ile uzun olmayan kısa sayılabilecek bir süre oldukça moralli bir mücadeleyi kaybetmiştir. Ağır olan hastalığını çok ciddiye almamış olup, bu hastalığı ayakta çektiğini söyleyebiliriz. Kendisi hakkında çok malumata sahip olmamıza rağmen malum sebep yerimizin darlığı ve kısa bir hatırat yazmaktan dolayı burada noktalıyor, bu rahmetli ağabeyimize buradan bir fatiha ile Allah’tan rahmet, mağfiret ve aff niyaz ediyorum.

MURAT KARAPINAR

Bizim kadimden, yani çocukluktan bu güne tanıdığımız, bildiğimiz, memleketin tanınan bilinen ve köklü bir ailesinden Karamollalar’dan Nüfus Müdürü rahmetli Asef Karapınar’ın en küçük mahdumudur.

Eğitimci. Anadolu’nun bir kaç İl’inde görev yaptıktan sonra uzun yıllardır Ankara Keçiören de ve halen Hacettepe de bir ilköğretim okulunda müdür olarak görev yapmaktadır.

Murat bey, kendinden menkul davranış ve meziyetlere sahip, temsil kabiliyeti yerinde, hanedan, nüktedan, alicenap, eli açık, cömert, paylaşmayı ve yardımlaşmayı şiar edinmiş, ciddi ve vakur, kişilikli, hemşeri canlısı, yaren ve arkadaşlarına düşkün ve müptela güzel bir hemşeridir.

Bizim özelimizde saklı ve gönlümüze nakş olan özel bir vefa borcumuzun olduğunu burada zikretmem gerek. Şu kadarını söyleyeyim, yaman gün dostudur!

Yine, bizim kendisi ile olan ilişkilerimiz bağlamında geçmişte, şartların ve aramızda bazı suizan veya kendini bilmez birkaç dostumuzdan (!) kaynaklanan ufak bir hadise yaşamışsak ta, bizim zaviyemizden, “geldi geçti” anlayışı ve “kol kırılır yen içinde kalır” düsturuyla uhdemizdeki bu satırlarımıza konu edebiliyorsak  Murat bey bizim ona verdiğimiz değeri ve onun da bu değeri gerçekten hak ettiğinin ispatı ve gerçekten de memleketimizin ahlâki değerleriyle mücehhez  bir kişilik olduğunun göstergesidir. Yani kalibresi ve kalitesiyle Murat bey bu sahifelerde mutlaka yer alması gerekiyordu ve aldı, dostlar.

Murat Karapınar, milli ve ulusal konularda oldukça bilinçli, kavi, sağlam bir altyapı ile olayları değerlendiren, irdeleyen, haksızlığa karşı duruşu ve derinliğiyle konuşulması gereken birisidir.

Ayni mahallenin ve ayni ocağın vede ayni kuşağın birer figürü olmamızdan dolayı, bir çok iyi-kötü, komik-trajikomik, duygusal hatıralarımız vardır. 

Yarenleri çoktur, bazıları; Ahmet Kırçoğlu, Yavuz şahin, Alparslan Tali, Hanefi Koçyiğit, Mehmet Aksoy, Bahattin Santur, Nazif Sayın, Rahmetli Nizam Sayın, Remzi Bayram hemen aklıma gelenler.

Ayni zamanda bizim gurbet arkadaşımızdır!

Daha evvel bu sayfalarda yazdığımız Ahmet Kırçoğlu ile berberce çok anılarımız, hatta anlatılmaya değer delikan, komik yarenlikler ve yaşanmış ciddi hatıralarımız da vardır. Ama burada anlatmaya bu sahifelerin yetmeyeceğini takdir edersiniz. Şunu söyleyebilirim yukarıda saydığımız yarenleri arasında en küçüğü Murat bey olmasına karşı gerçekten herkesin de teslim edeceği gibi en olgunu da Murat beydir diyebiliriz. Yani kendisinden daha büyük ağabeyleriyle iletişim, arkadaşlık ve yarenlik kurabilecek derinliğe sahip bir karakter. Onu tanıyanlar ne demek istediğimi anlayacaktır.

En belirgin ve öne çıkan özelliği soğukkanlı olması ve amiyane veya argo deyimiyle gerçek bir Bayburt delikanlısı olmasıdır. Biz buna şimdi orta yaşlarda olması dolayısıyla “Bayburt beyefendisi” diyelim isterseniz.

Kendisine ilgili olarak, her zaman ve herde hiçbir kimseden olumsuz bir ifade duymamış olup, daha ziyade yüz akı işlerini duymuşuzdur. Yani güvenilir, olgun bir kişilik sahibi.

Uzun yıllardır memlekette olmamasına karşı, hemen her yıl birkaç defa sılai rahim ettiğini biliyoruz. İlişkisini ve rabıtasını hiç kesmemiştir.

Kendisine buradan ahir ömründe sağlık, sıhhat, afiyet ve huzur dileklerimizi gönderiyoruz.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hafıza-ı Beşer (25) Kurban Yazoğlu, Kurban Yılmaz, Ali Kemal Kumkumoğlu,İsmet Çakal

Hafızai Beşer (15) Tuğ. Gn. Bayram Arslan, Alb. Dursun Yaşa

Hafızai Beşer (11) Naci Memiş, Bünyamin Kutluer, Metin Sezer, Erdoğan Kadakal, Cahit Altay