Hafızai Beşer (2) Asım Durulmuş, Mustafa Ahıskalı, Bedri Turhan, Şeref Doğru, Ali Bilen,



ASIM DURULMUŞ



Asım ağabeyimiz diyebilirim ki memleketimizin kelimenin gerçek manasıyla, en hassas simalarından biri idi.. Hani müzik literatüründe çok önemli olan ses ölçme birimi vardır ya, desibar, işte o ölçekte hassas asalet ve ruh sahibi... İyi insan, güler yüzlü, cömert, değerlerine müdrik, çalışkan, hanedan, yardımsever, hatır gönül bilen kısaca: has bir Bayburt evladı idi.

Ciddi ve prensipli bir iş adamı ve temsil yeteneği vardı. Kendisi ile gökkubbemizin şahit olduğu ve maşeri hafızaya kayıtlı unutamadığımız anılarımız vardır.

Bayburt sporumuzun efsane başkanıdır. Bayburt spor onun başkanlığı döneminde 2. lig de başarıdan başarıya koşmuş olup, o zamanlar hemşehrilerine çok büyük haz ve sevinçler yaşatmıştır.

Muhtemelen 1987 yılı idi rahmetli Cemalettin Kumbasar ile Bayburt’umuzda o gün için kafamıza takılan Bayburt’u ilgilendiren sosyal bir mes’ele (!) üzerine zamanın belediye başkanı Ali Bilen ağabeyimizle bir görüşme yapmak için Bayburtspor lokaline gittik. Biraz bizim gençliğimizin vermiş olduğu cüret ile biraz da (Ali Bilen başkanımızın sert karizması gereği) Ali başkanımızla görüşmek mümkün olmadı. Fakat dediğimiz gibi çok hassas bir yapısı olan Asım ağabeyimiz, Ali başkanımızın bu tavrı ve bizim ısrarcılığımızla oluşan biraz maksadını aşan olumsuz durumu geçiştirmek için, bizi o gece gayet nazik bir şekilde ağırlamış, lokalden uğurlamış olup, ertesi sabah sanki bize karşı bir hata yapmış zehabıyla bir başka değerli kardeşimiz Bedri Turhan ile bizi aratıp görüşmeye oradan da yemeğe davet etmişti.

Halbuki kendisi ile ilgili hiçbir mevzuu bahis olmamış, hatta bizatihi kendisinin alicenap tavrı ile biz mahcuptuk. Ezcümle Asım ağabeyi bu çelebi tavrı ile mahcupların bile mahcubiyetini kendine dert edinen ender Bayburtluların başında gelirdi.

En son 2008 de Aşkale de karşılaştık, Erzurum’dan çocuklarıyla dönüyormuş, beni gördüğünden arabayı durdurduğunu zannediyorum, rahatsızdı, o haliyle bile kadirşinaslığını göstermiş halimi hatırımı sormuştu. Bayburt kültürü ve terbiyesi bu idi; bu insanlar böyleydi, görmezden gelmek onların almış oldukları terbiyeye çok aykırı idi. Ne güzel hasletler değil mi sevgili okurlar. Kolay yetişmiyor bu insanlar.


Geçtiğimiz aylarda rahmeti rahmana kavuştuğunu öğrendiğim bu kıymetli büyüğüme rahmet, mağfiret ve aff niyaz ediyorum.



BEDRİ TURHAN

BTSO Başkanı İ. Yumak bey Bedri beye plaket verirken.
Bedri Turhan; bizim jenerasyonun Bayburt’a has ve tam bir Bayburtlu gibi yaşayan, ciddi, vakur, iyi yürekli, güvenilir, vefalı, kadirşinas değerli bir kilometre taşıdır Sarı Bedri. Gıyabın da öyle anılır:  “sarı bedri veya bedo”.

Öyle bilindik bir veya tavır itibariyle kav ve seçkinci görünse de Bedo;  esasen hayatın tüm travmalarını yaşamış ve o deneyimlerden payına düşeni almış olup, bunu  kimseye hissettirmemiştir. Sadece onu tanıyan ve gerçekten dost olan arkadaşları bilir. İçten ve samimi olmasına rağmen sorunlar karşısında “tek tabanca” mücadele vermeyi esas alır.. Bu yönüyle sade bir insandır diyebiliriz. Derununda  engin bir memleket ve “insan” sevgisi saklar.

Herkes çıktı sen neyi bekliyorsun diye sorduğumda: “Faruk ben Bayburt’tan başka yerde yaşayamam, gözüm kesmiyor” demiş ve “ola oğlum aha biz de gidek gelip kimi bulacaksız” diye de kendince bir bahane bulmuştu.

Dostuna dost! diye vasıflandırabileceğimiz evsafta bir kumaşı vardır. Temsil yeteneği olan,  güzel giyimli, Türkçe’yi iyi kullanan fakat Bayburt aksanı ile terennümü tercih eden eğitimli ,deyim yerinde ise (bunu  söyleme hakkını kendimde bulduğum için;) nesli tükenmiş “kelaynak”lardandır. 

Bini ve Bedri
Hülasa o bizim Bayburt’taki mihenk taşımız “bedo” muzdur. Çocuklarına ve ailesine düşkünlüğü tartışılmaz, hayatını da dolu dolu yaşamayı seven, ikrâmı bol, izzeti ve paylaşmayı seven bir yapıya sahiptir. Yaşadığımız çok “ibretlik hikayelerimiz”  vardır fakat bu satırlara sığmaz… 

Bayburt’ta ikamet. Buradan Bedo gardaşıma ahir ömründe sağlık, sıhhat, afiyet ve huzur dileklerimi gönderiyorum.



ALİ BİLEN

Ali Bilen Başkan
Ali Bilen başkan, Bayburt’un efsane sayılabilecek ender karakterde, yakışıklı, sert, tok sesli, Anadolu burjuva  kıvamında, temsil yeteneği olan, güzel giyimli, şık; ekmeği aslanın midesinden alabilecek erk’e sahip, mert, yürekli; dik  duruşu olan, siyasette hep zirvede olmuş, bırakın Bayburt’u bir dönem ülke siyasetinde de  adından söz ettirmiş Bayburtlular zincirinin önemli halkalarından biridir. Önemli halkalardandı ama Siyaset baronluğuna tenezzül etmemiştir. Zamanında, kıvamında köşesinde yerini almayı yeğlemiştir.

Ülkeye yıllarca Başbakanlık yapmış Demirel ve Yıldırım Akbulut ile samimiyeti  ve dostlukları herkesçe bilinir. Bunu kullanmadığını söylemek istiyorum.  Siyasi dönemlerde doğal olarak muarızları vardı fakat şimdi olacağını sanmıyorum, sevilen bir kişiliktir.

Bir dönem Belediye Başkanlığı yapmıştır. Zincirbozan da ikamet olan  sabık başbakan ve AP. genel başkanı Süleyman  Demirel’in  o dönem de Anadolu’da eli, kolu olan özel bir  Bayburtlu olduğunu biliyoruz. Hanedandır, sevilir ve sayılır, çelebi olmasa da müşfik bir tarafı olduğunu bilenler bilir. Baba dostumuzdur. 

Sert ve yakışıklı efsane başkanımız, ağabeyimiz ve büyümüz sayın Ali Bilen amcamıza  ahir ömründe sağlık, sıhhat ve afiyetler diliyoruz.

ZEKİ KUTUR

Av. Yaşar Aker, Ecz. Zeki Kutur (padişah)
"Sen Geçte Bayburtlum Bar'ın Başına"
Zeki Kutur ağabeyimiz, amcamız, memleketimizin; bizim zaviyemizden, bildiğimiz kadarı ile fotoğrafı,  burada bir parantez açıp; dönem itibari ile siyah-beyaz’dır ama o dönem literatürüne girenler her nedense siyah beyazı renkliye  çevirebilecek maharete sahip, yetenekli insanlardı. Bayburt artık maalesef bu yetenekleri yetiştiremiyor. Başarılarındaki sır, galiba kendilerine iyi sahip çıkıyorlardı veya ben öyle tevil ediyorum.

Padişah lakabı verilen bu değerli büyüğümüz, memleketin önde gelen lakabı ile müsemma ve lakabını ziyadesiyle hak eden, çelebi,  karizması olan, güler yüzlü, konuşkan, insanlarla çok iyi irtibat kuran, özellikle gençlere önem veren, yardımsever, çevresine iyi enerji sunan bir ağabeyimizdir desek hiçte mübalağa etmiş olmayız. Yanlış hatırlamıyorsam Bayburt sporu ikinci lige terfi ettiren başkanımızdır. 

Maddi durumu ve iktisadi yapısı oldukça yerinde olmasına ve ilerleyen yaşına rağmen Bayburt'u terk etmeyen ve sermayesini, istihdamını (az veya çok) Bayburt’ta değerlendiren bilinçte bir Bayburtludur.  Temsil kabiliyeti vardır, yetenekli ve Bayburt’a has bir kültüre sahip olduğu herkesçe malum olup, geçtiğimiz yıl Eczanesini kapattığı ve Antalya ya yerleştiğini duydum.

Baba dostumuz olan bu değerli büyümüze  ahir ömründe sağlık, sıhhat ve esenlikler diliyoruz. Ömreen bereket Padişah!.. 

 EKREM  KÜÇÜK

Namı diğer Sünnetçi veya deli Ekrem!

Ekrem Küçük
 Zeki  Kutur deyipte, yıllarca onunla özdeşleşmiş, eczanesinin demirbaşı sayılabilecek, kadim dostu ve de tüm Bayburtluların da kadim dostu Deli Ekrem  amcamızı anmadan geçebilir miyiz… Hayır asla! Bu vefasızlık,  hatta Bayburt’un değerlerine,  en azından Bayburt’un gök kubbesinde gizli hazinesine  saygısızlık olur. Hazine değerinde, nüktedan, hatırşinas bir büyüğümüzdür. Bildiğimiz kadarı ile Bayburt’ta herkesle hukuku olan bir saygıdeğer şahsiyet idi. Biraz asabiliği de yok değildi de. Zaten “deli” lakabını da o yüzden aldığını zannediyorum.

Onu tanımayan (dönem itibariyle) Bayburtlu yoktur, sanmıyorum. Köylüsü kentlisi, herkes bilâistisna lakabıyla müsemma Deli Ekrem abimizi tanır sever ve herkesin illa ki bir anısı vardır. O, bir eczacı kalfasıdır ama yarı yarıya da doktordur. İlk tanı ve tedaviyi o yapardı deyim yerinde ise.. Bana 15 cm. uzunluğundaki tetanos iğnesini şarkılı türkülü ve hiç hissettirmeden yapmasını unutamam. Bizim ve bizden evvelki jenerasyonun sünnetçisi odur.. 

Çok şen-şakrak, neşeli, güler yüzlü, hızlı hareket eden, herkesle anında irtibat kurabilen, çevik, insana güven veren bir yapısı vardı Ekrem amcanın. Bayburt’ta ilk motosiklet binenlerdendir, belki de ilktir. Akrobatik bir motosiklet binme tekniği vardır. Bu motosikletle birçoklarına yapmış olduğu dillere pelesenk şakası ve çok hikayesi de vardır. Özellikle rahmetli “Enet dayıya” yaptığı şaka (eve götüreceğim diye ta kop’a götürmüş ve bırakmış dönmüş, soğuk bir günde)…

Çocuklarına çok düşkün, ahir hayatında İstanbul Pendik’e göç ettiğini biliyoruz. Orada rahmeti rahmana kavuşmuştur. Bu değerli amcamıza da rahmet, mağfiret ve aff niyaz ediyoruz.

ŞERAFETTİN DOĞRU

Ehtiyar delikanlı
 Şeref Doğru ağabeyimiz Kitre köyünden olup, eğitimini liseye kadar olan kısmını Bayburt’ta yapmış, Bayburt kültürüne müdrik, eğitimli, karizmatik, derinliği ve temsil kabiliyeti olan; hoşgörülü, başkalarının dertleri ile hemhal, yardımsever, iyi yürekli, şık giyinen ve oldukça yakışıklı, “artist gibi”… bir köylü Bayburtludur”… 

Bayburt barlarını çok iyi oynadığını biliyoruz. Donanımlı, yıllarca İller Bankasında Yöneticilik yapmış, oldukça mütevazı, kendini bilen ve asilzade bir aileye mensup,  köylüsü olmakla her zaman iftihar ettiğim bir değerdir. Bayburt kültür değerlerine çok sahip çıkar ve katkıları da oldukça fazladır.

Özellikle Ankara’ya yüksek öğrenime giden Bayburtlu gençlerle ilgilenme onun hobisidir desek yanlış olmaz. Bilenler bilir… En bilinen özelliği kadirşinaslılığıdır.

 Zurnanın son deliği olan bir hemşerisi memurun  tayinini yapmakta direnen Bayburtlu üst düzey bürokrata yaptığını ben biliyorum.. Tuttuğunu koparır.

 Kavidir, eli kanda olsa Bayburt için yapmayacağı yoktur. Yıllarca Ankara Bayburt Kültür  Derneğinde idarecilik yapmış olup, yüz akı olan bir geçmişe sahiptir. Zengin fakir, içtimai veya siyasi pozisyonuna bakmaz herkesle dostluk kurmayı şiar edinmiştir.  
2010 Mart Ankara Bayburt Derneği Lokali
 Şeref Ağabeyimle Hasbihal

Milliyetçi ve Ülkücüdür. Taviz vermez. Kırmızı çizgileri vardır ve bu çizgiler gayet nettir. Tek hoşgörüsüzlüğü bu kırmızı çizgilerin ihlal edilmesinde olabilir düşüncesindeyim. Yardımsever olduğu herkes tarafından bilinir. Halen Ankara’da ikamet.. Ömreen bereket köylüm…

Hasbıhâle haftaya devam etmek ümidiyle, Allah’a emanet…
***

Yorumlar

Adsız dedi ki…
AGA SANA HELAL OLSUN YİNE BİZİ MAZİDE GEZİNTİYE ÇIKARTTIN MEMLEKETİMİN GÜZEL İNSANLARINI O KADAR GÜZEL ANLATIYORSUN Kİ SÖYLENECEK SÖZ BULAMIYORUM KALEMİNE VE YÜREĞİNE SAĞLIK SEVGİLİ AĞABEYİM. ERTUĞRUL HAŞLAK
Adsız dedi ki…
BEDO olan gerçekleri yazmak anımsamak en güzel insanlıktır.sende ölesin işte

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hafıza-ı Beşer (25) Kurban Yazoğlu, Kurban Yılmaz, Ali Kemal Kumkumoğlu,İsmet Çakal

Hafızai Beşer (11) Naci Memiş, Bünyamin Kutluer, Metin Sezer, Erdoğan Kadakal, Cahit Altay

Hafızai Beşer (8) Oflu Osman, Asım Hancı, Prof. Dr. Semra Kahraman, Salih Cengiz, Nizam Sayın, Muhsin Bayburtlu,